Cumartesi, Ekim 5, 2024

Uyku problemleriyle mücadelede uyku ilacı doğru bir çözüm değil!

Siyaset

Arifiye Belediyesine Yeni Hibe Çöp Kamyonu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından Arifiye Belediyesine 13+ 1.5 m³ kapasiteli 2024 model Ford Line Hidrolik sıkıştırmalı çöp...

Sapanca’nın Çocukları Can Dostlarla Buluştu

Sapanca Belediyesi, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla, hayvan sevgisini aşılamak amacıyla Sapanca Belediyesi Meclis salonu ve belediye hizmet...

Araştırmalar, dünya genelinde insanların %35,7’sinin uyku problemi yaşadığını gösteriyor. Uzmanlar özellikle horlama sorununun altında farklı hastalıkların yatabileceğine dikkat çekiyor. 

Uyku kalitesi, salgın sürecinde hiç olmadığı kadar önem taşıyor. Çünkü sağlıklı uyku, bağışıklık sisteminin temel destekleyicileri arasında yer alıyor. Journal of Clinical Sleep Medicine’da yayınlanan bir rapora göre, dünya genelinde insanların %35,7’si uyku problemi yaşarken, en yaygın görülen uyku problemlerinin başında kabus görme ve horlama geliyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Horlama Tedavisi üzerinde çalışan Çene-Yüz Protezi Uzmanı Dr. Tuğrul Saygı, “Psikolojik kökenli uyku problemleri arasında yer alan kabuslar, özellikle salgın sürecinde zihinsel olarak yıpranan pek çok bireyin yaşadığı önemli bir sorun. Horlama ise farklı hastalıkların habercisi olabilir. Bu noktada uyku ilacı kullanımının, günü kurtarmaya yönelik ve uzun vadede uyku düzenini tümden yok etme potansiyeli taşıyan yanlış bir yöntem olduğunu unutmamak gerekir” uyarısında bulundu. 

Uyku kalitesi ve uyku süresi aynı şey değil 

Toplumdaki yanlış kanının aksine, sağlıklı bir uyku için uzun saatler uykuda kalmak gerekmediğine dikkat çeken Dr. Tuğrul Saygı, uyku kalitesini etkileyen faktörlere de değindi: “Kaliteli uyku, zihinsel ve fiziksel sağlığı destekleyerek yaşam kalitesine de katkıda bulunur. Kişinin ertesi gün kendini dinlenmiş ve enerji dolu hissetmesini sağlayamıyorsa, uykunun kalitesinden şüphe etmek gerekir. Düzensiz uyku programı, uyku ortamındaki ses, sıcaklık, ışık gibi etkenler, kafein ve alkol tüketimi gibi pek çok alışkanlık, uyku kalitesini olumsuz etkiler. Bu durum inme, kalp hastalığı ve yüksek tansiyon gibi riskleri artırırken, uykusuzluktan kaynaklanan sinirlilik, anksiyete veya depresyon gibi psikolojik sonuçlar da doğurabilir. Horlama ise kişinin uyku kalitesine dair önemli mesajlar verdiği için kritiktir. Biraz horlama normal olsa da, aşırı horlama burun, boğaz ve çene şekliyle ilgili sorunlar veya uyku apnesi gibi hastalıkların habercisi olabilir.”

Horlama tedavisinde acısız yöntem: Horlama Protezi 

Günümüzde horlama tedavisi için kullanılan en etkin yöntemin horlama protezleri olduğuna da değinen Dr. Saygı, proteze dair ayrıntıları şöyle aktardı: “Horlama protezi sadece tedavi süresince ve uyku sırasında kullanılır. Aynı boksör dişliği gibi dişlerin üstüne takılarak alt çeneyi önde konumlandırır, dilin ve damağın sarkmasıyla tıkanmış olan nefes yolunu açarak horlama ve uyku apnesini engeller. Horlama protezi kullanan hastalarda başarı oranı %90-95’tir. Uyku sırasında alt çeneyi ileri bir pozisyonda konumlandırdığı için, alt çenesi küçük ve geride olan hastalarda bile horlama ve uyku apnesini engeller. Horlama protezi, kişiye özel uygunlukta yapıldığı için diğer diş protezleri ve dişsizlik durumunda da kullanılabilir. Böylece cerrahi bir müdahaleye gerek kalmadan, acısız, ağrısız bir tedavi de mümkün hale gelir.” 

Araştırmalar, dünya genelinde insanların %35,7’sinin uyku problemi yaşadığını gösteriyor. Uzmanlar özellikle horlama sorununun altında farklı hastalıkların yatabileceğine dikkat çekiyor. 

Uyku kalitesi, salgın sürecinde hiç olmadığı kadar önem taşıyor. Çünkü sağlıklı uyku, bağışıklık sisteminin temel destekleyicileri arasında yer alıyor. Journal of Clinical Sleep Medicine’da yayınlanan bir rapora göre, dünya genelinde insanların %35,7’si uyku problemi yaşarken, en yaygın görülen uyku problemlerinin başında kabus görme ve horlama geliyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Horlama Tedavisi üzerinde çalışan Çene-Yüz Protezi Uzmanı Dr. Tuğrul Saygı, “Psikolojik kökenli uyku problemleri arasında yer alan kabuslar, özellikle salgın sürecinde zihinsel olarak yıpranan pek çok bireyin yaşadığı önemli bir sorun. Horlama ise farklı hastalıkların habercisi olabilir. Bu noktada uyku ilacı kullanımının, günü kurtarmaya yönelik ve uzun vadede uyku düzenini tümden yok etme potansiyeli taşıyan yanlış bir yöntem olduğunu unutmamak gerekir” uyarısında bulundu. 

Uyku kalitesi ve uyku süresi aynı şey değil 

Toplumdaki yanlış kanının aksine, sağlıklı bir uyku için uzun saatler uykuda kalmak gerekmediğine dikkat çeken Dr. Tuğrul Saygı, uyku kalitesini etkileyen faktörlere de değindi: “Kaliteli uyku, zihinsel ve fiziksel sağlığı destekleyerek yaşam kalitesine de katkıda bulunur. Kişinin ertesi gün kendini dinlenmiş ve enerji dolu hissetmesini sağlayamıyorsa, uykunun kalitesinden şüphe etmek gerekir. Düzensiz uyku programı, uyku ortamındaki ses, sıcaklık, ışık gibi etkenler, kafein ve alkol tüketimi gibi pek çok alışkanlık, uyku kalitesini olumsuz etkiler. Bu durum inme, kalp hastalığı ve yüksek tansiyon gibi riskleri artırırken, uykusuzluktan kaynaklanan sinirlilik, anksiyete veya depresyon gibi psikolojik sonuçlar da doğurabilir. Horlama ise kişinin uyku kalitesine dair önemli mesajlar verdiği için kritiktir. Biraz horlama normal olsa da, aşırı horlama burun, boğaz ve çene şekliyle ilgili sorunlar veya uyku apnesi gibi hastalıkların habercisi olabilir.”

Horlama tedavisinde acısız yöntem: Horlama Protezi 

Günümüzde horlama tedavisi için kullanılan en etkin yöntemin horlama protezleri olduğuna da değinen Dr. Saygı, proteze dair ayrıntıları şöyle aktardı: “Horlama protezi sadece tedavi süresince ve uyku sırasında kullanılır. Aynı boksör dişliği gibi dişlerin üstüne takılarak alt çeneyi önde konumlandırır, dilin ve damağın sarkmasıyla tıkanmış olan nefes yolunu açarak horlama ve uyku apnesini engeller. Horlama protezi kullanan hastalarda başarı oranı %90-95’tir. Uyku sırasında alt çeneyi ileri bir pozisyonda konumlandırdığı için, alt çenesi küçük ve geride olan hastalarda bile horlama ve uyku apnesini engeller. Horlama protezi, kişiye özel uygunlukta yapıldığı için diğer diş protezleri ve dişsizlik durumunda da kullanılabilir. Böylece cerrahi bir müdahaleye gerek kalmadan, acısız, ağrısız bir tedavi de mümkün hale gelir.”

Son Haberler

Karasu Devlet Hastanesinde GETAT ve Mamografi Hizmeti Başladı

Karasu Devlet Hastanesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Uygulama Ünitesi açılırken, Mamografi Ünitesi de hizmete girdi. Karasu Devlet Hastanesinde...

Bu Haberlere de Göz Atın